Sarı Kantaron

Bu Blogda Ara

28 Aralık 2009 Pazartesi

Sarı Kanteron

(Hypericum perforatum)

İngl.Hardhay, Alm. Johanniskraut, Fr. Millepertuis
Yöresel adları :Kanotu, kılıçotu, koyunkıran, mayasılotu, yaraotu.
(Bitkinin literatürümüzdeki bilimsel adı Binbirdelikotu. Ama bu ad
halk arasında yerleşemediği için, burada sarı kantaron adı
kullanıldı.)
Drog adı :Hyperici herba / tüm bitki (kök hariç)
Tentür :Hypericum D3-D6
Kantaron yağı :Hyperici oleum
Toplama/kurutma :Sarı kantaron haziran sonuna doğru çiçeklenmeye
başladığında, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler
halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. İyice
kuruduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır.
Bileşim: Eterli uçucu yağ, flavonlar(Rutin, Querzitin, Hyperosid),
reçine, tanen ve Rhodan. Ama en önemli etken maddeleri, Hypericin ve
Pholabaphene.
Sarı kantaron preparatları: Befelka-öl(yağ), Hyperforat, Phytogran,
Psychatrin, Psychotonin, Cesradyston® 200(kapsül), Cesradyston ® 200
(damla) gibi, yüzlerce preparat yalnızca Batı Avrupa ülkelerindeki
eczanelerden temin edilebilir.
Etkileri: İltihap giderici, yara iyileştirici, yatıştırıcı,
antidepressif, kramp çözücü, ağrı kesici, antiseptik.
Kullanım alanları: Yakın geçmişte Avusturyada yapılan bir bilimsel
deneyde, kullanılan bir sarı kantaron preparatı, deneklerin %67'sinin
hafif ve orta dereceli depresyondan kurtulmalarını sağlamıştır. Bu
sonuç, daha önceleri yapılmış olan benzer deneyleri doğrular
niteliktedir. Sarı kantaron yağına kırmızı rengini veren Hypericin
adlı ana etken maddedir. Bu madde antidepressif ve çok güçlü
antiviral etkilere sahiptir. Bu etki (virüslere karşı etki) öyle
güçlüdür ki, geçtiğimiz yıllarda, AIDS'e karşı etkili olup
olamayacağı konusunda geniş kapsamlı laboratuar araştırmaları yapmak
gereği duyulmuştur. Doğrudan bitki kullanımı yoluyla pek çok virütik
hastalığın tedavi edilebileceği ise kanıtlanmış bir gerçektir.
Sarı kantaron, sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılabilecek en
değerli şifalı bitkilerden biridir. Bitki geleneksel olarak da zaten
hep, korku, gerginlik, uykusuzluk ve depresyona karşı
kullanılagelmiştir. Özellikle menopoz döneminde görülen bu tür
rahatsızlıkların tedavisinde çok olumlu sonuçlar alınabilir. Uykuda
idrar kaçırma da sarı kantaron çayı ile tedavi edilebiliyor, çünkü bu
rahatsızlık genelde ruhsal nedenlerden kaynaklanır.
Hormon düzeyindeki değişikliklerin belirtilerini azaltan ve bedene
yeni güçler kazandıran özellikleri sayesinde menopoz sıkıntılarına
karşı sarı kantaron çayı mutlaka kullanılmalıdır.
Sarı kantaron ayrıca, karaciğeri ve safrakesesini güçlendirebilen
önemli bir toniktir.
Dudak uçuğu(herpes), suçiçeği ve zona, nevralji, bel ve sırt ağrısı,
kas ve eklem ağrıları da bitki çayı, tentürü ve preparatları ile
tedavi edilebilir.
Kırmızı renkli kantaron yağı da hiçbir evde eksik olmaması gereken
çok önemli bir ilaçtır. İyileştirme gücünü en az iki yıl korur ve
yalnızca açık yaralarda, yeni yaralarda, hematomlarda(deride mavi-mor
lekeler), beze şişkinliklerinde ve pürüzlü yüzlerde bakım ve tedavi
ilacı olmakla kalmayıp, sırt ve bel ağrıları, siyatik ve romatizmada
da etkili bir friksiyon ilacı olarak kullanılabilir. Yanıklarda,
haşlanmalarda ve güneş yanığında da kantaron yağı başarıyla
kullanılabilir.
Karnı ağrıyan bebeklerin karıncıklarına kantaron yağı sürüldüğünde
ağlamaları sona erer. Tüm lenf bezi şişkinliklerinde kantaron yağı
ile yapılan hafif friksiyonlar büyük rahatlık sağlayabilir. Bu yağ
içten de kullanılabilir: Örneğin, safra salgılarını arttırmak,
sinirsel kökenli mide rahatsızlıklarını yatıştırmak ve mide ülserini
tedavi etmek gibi durumlarda, günde 2 kere yarım tatlı kaşığı
kantaron yağı içilir.
Kullanım biçimleri: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy
bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama
derecesine kadar ısıtılır, üstü kapalı olarak 5 dakika kadar
demlendirilir ve süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş kantaron
çayı, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan içilir. Bu çay
yara tedavisinde de dıştan, yıkama veya kompres biçiminde kullanılır.
Tentür: Çiçeklenme aşamasında toplanarak kurutulmuş ve ince kıyılmış
bitki, geniş ağızlı bir cam şişeye veya kavanoza 1:5 oranında
koyulur, çalkalanabilecek kadar mesafe kalana kadar, kanyak, votka
veya 35-40 derecelik etil alkol-su karışımı eklenir ve kapak iyice
kapatılır. İki hafta boyunca arada bir çalkalanarak bekletilir ve
süre sonunda dört kat tülbentten geçirilerek süzülür. Tentür koyu
renkli şişelerde saklanmalıdır.
Kantaron tentürünün (Hypericum) genelde D6 inceltisi çok etkilidir.
Bu inceltinin hazırlanışı ile ilgili bilgiyi, kitabın şifalı bitkiler
bölümünün başlangıcındaki Tentür Bölümünden alabilirsiniz. Eğer
Hypericum D6 tentürünü örneğin Almanyadaki bir eczaneden temin
edebilirseniz çok daha iyi olur. Homöopathik ilaçlar genellikle kent
merkezlerindeki büyük eczanelerden satın alınabilir.
Kantaron yağı: Güneşli havada toplanan genç çiçekler hafifçe ezilerek
şeffaf bir cam şişenin veya kavanozun boğazına yakın bölümüne kadar
doldurulur, üstüne sızma zeytinyağı eklenir ve mayalanma süreci
tamamlanana kadar(3-4 gün) kapağı açık olarak güneşte bekletilir.
Sonra kapağı kapatılır ve arada bir çalkalanarak 3-5 hafta güneşte
bekletilir. Çok güzel bir kırmızı renk kazanan yağ iki kat tülbentten
geçirilerek süzülür, çiçek posaları da sıkılır ve kantaron yağı koyu
renkli şişelerde, çok sıcak olmayan ortamda saklanır. 2-3 yıl boyunca
kullanılabilir.
Uyarı: Uzun süreli kantaron çayı kullanımı, güneş ışığına veya
solaryuma karşı duyarlılık oluşturur. Çay içimine son verildiğinde bu
duyarlılık sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder